Etkinlik Hakkında
Ulus Anafartalar Çarşısı, çevresinde ördüğü hayatla hem geçmişi, hem de gelecek potansiyelini şimdiki zamana taşıyor. Ulus planlandığı gibi değişime uğratılırsa, sadece bir bina ya da binalar yıkılmış olmayacak. Çünkü işlerini, alışveriş ettikleri yeri, dolmuşun geçtiği yolu, toplandıkları meydanı ve belki de evlerini kaybedecek çok insan. Yılların Ulus'ta bir araya getirdiği gündelik hayat ve onun tarihi de tehdit altında. Çarşı yıkılırsa bir Cumhuriyet kenti olarak Ankara'nın geçmişi ile bağlantısı zayıflayacak, sadece içinde gizlediği seramik eserler değil bir dönemin gözle görünür izleri biraz daha silinecek.
Serde (asi) keçilik olduğundan, Anafartalar Çarşısı ve çevresine, çarşı içine ve dışına biraz daha yakından bakmaya başladık. Zafer Anıtı altında gölgelenip, çarşıda çay içip, duvarlara ellerimizle dokunup, esnafla tanışıp dertleştik. Birimiz seramiklerin sırlarını çözmeye çalışırken, öteki şunu sordu: 'Neden Anafartalar'da bir arada bir etkinlik yapmaya kalkışmıyoruz?'
Anafartalar Çarşısı ve Zafer Anıtı çevresindeki PersonaNonGrata isimli serginin yolculuğu böyle başladı. Çarşıdaki esnafın da katıldığı forumlar ve tüm süreç dayanışmayla, tartışmayla ve umutla bir arada geçti. Bir araya gelmenin kentsel politik zorlukları ve endişesi bir araya gelindiği anda unutuldu. Bizim aklımızda neler mi kaldı? Bu bir araya gelişin anlık anıları.
İlk kez başka bir ülkeden bir kolektifi ağırladık. KURS, Belgrad'ta kurulmuş fakat kent kent gezen, duvar resimleri, illüstrasyonlar, duvar gazeteleri gibi çeşitli görsel formlarla sosyal sorunları irdeleyen bir kolektif. 15 Ekim'de Ankara'ya gelen KURS, Anafartalar Çarşısı içinde çalışmaya başladı. Şair Nazım Hikmet'in bir şiirinden ilham alarak hazırladıkları çalışmayı tamamlayıp astıklarında her kattan ayrı perspektiften bakmaya ve izleyenleri izlemeye doyamadık.
İki farklı sergi turu düzenledik. Özgür Ceren Can 60'ların panolarının öyküsünü, Aslı Alpar sergideki işlerin ve sürecin öyküsünü paylaştı. Tura katılan gruplarda kimler yoktu ki: Esnaf, öğrenci, anneler, babalar, akademisyen, mimar. Aynı zeminde çok farklı kişilerle olmanın, aynı bilgi ve üretimler üzerinde düşünmenin hiç uzak olmadığını düşündük.
Performanslar sırasında hepimizde oluşan ortak heyecanın keyfini çıkarttık. Ankara Sokak Sanatları Atölyesi dans ve canlı heykel performanslarıyla Zafer Anıtı çevresini özlediğimiz kalabalıklarla doldurdu. Sadece müzik ve dans izleyen bir kalabalığın içinde bulunmak bile bugünlerde düşlerimizin ötesindeyken, Ankara Kulübü Derneği Seymenleri halk oyunları ile Flamenko Ankara Derneği konser ve dans gösterisiyle açılış etkinliğini bir çeşit yaşayan kolaja çevirdi. Çağdaş dans performansları ve bunların yeniden gösterime sunulduğu kısa filmler çarşı ile bağımızı yeniden kurdu.
Hepsini bu web sitesinde tek tek göreceğiniz çarşı içindeki yerleştirmelerin çoğu çarşıda üretildi ve hatta dış cephedeki illüstrasyonlar, 'Ya Yıkılırsa...' ve 'Dilemediklerimiz Ağacı' çarşıda bırakıldı. Bazı yerleştirmeler dönüştürülmek, kullanılmak, değiştirilmek üzere üretilmişti. Bu etkileşimli yerleştirmelerin sonuçlarına hep beraber şaşırdık. 'Açık Kapalı' işinde seyirci-katılımcılar tabelaları AÇIK'a çevirdikçe umudumuzu biraz daha yükseltti. Tabelalar sergi sonrasında esnafa hediye edildi. İşin yeniden üretimi, çarşıyla birlikte nasıl dönüştüğü, dükkan vitrinlerine dağılmış halleriyle ziyaret edilebilir!
Türlü boyutlarda, farklı şekillerde üretilmiş ve sergilenmiş olan işlerle aniden karşılaşma, bilinçli karşılaşma, karşılaşmak için iz sürme, tartışmak için durma, durup izleme, olanaksızlıklara rağmen ortaklaşma, yapılan işlerin kendilerinden çok tüm sürecin bize kazandırdıkları…
PersonaNonGrata bir kolektif üretimdi. Ulus sakinleri, AsiKeçi, Anafartalar Çarşısı yönetimi ve esnafı, VEKAM, Sivil Düşün, KURS, Açık Atölye, ASSA, bağımsız sanatçılar, öğrenciler el verdi ve etkilerinin hala sürdüğü bir bir araya geliş ürettik. İşin aylar öncesinden başlayan kısmından itibaren performans halinde olan, belki de çağdaş hayatımızdaki zamansızlık ve olanaksızlık sanrılarını en becerikli şekilde alteden aramızdaki keçiler Aslı Alpar, Galip Kürkcü, Orhun Bora Çetin ve Özgür Ceren Can olmasaydı biz o kayalıklardan hep birlikte zıplayamayacaktık.
Hep birlikte kayalıklardan Ankara semalarına doğru kocaman TEŞEKKÜRLER: Açık Atölye Ankara, Ankara Sokak Sanatları Atölyesi (ASSA), Artıkişler, Aslı Alpar, Besen İdil Börtücene, Burcu Öztürk, Can Mengilibörü, Canan E. Rigaut, Cemal Akyüz, Coşan Karadeniz, Deniz Atlı, Deniz Cengiz, Ece Akay, Eda Gizem Uğur, Emek Can Ecevit, Erhan Muratoğlu, Erin İlkcan Aslan, Esra Ertuğrul Tomsuk, Fahri Aksırt, Flamenko Ankara Derneği, Galip Kürkcü, Gökhan Tüfekçi, Gül Arıkan, Hazal Kaya, Hülya Demirdirek, Kemal Yıldız, Kıvanç Kürkcü, Kübra Gürleşen, Oktay İnce, Onur Kutluoğlu, Orhun Bora Çetin, Özgür Ceren Can, Özlem Mengilibörü, Ramazan Can, Ankara Kulübü Derneği Seymenleri, Serkan Eles, Sezin Sarıca, Tanju Gündüzalp, Umut Kambak, Umut Şumnu, Volkan Aykaç.
Keyifli seyirler…